Monday, August 3, 2020

Sevgili Eskiden Sevdiklerim

Sene 2020,

Coronavirusu hayattaki en siradisi yillardan birini yasatiyor. Bu siradisilik sayesinde sevgili annemle 3 ay boyunca beraber yasadik. En son bu kadar uzun sure beraber yasadigimizda Idealtepe'te yasiyorduk. Annem seslendirme ve sekreterlik yapiyordu, ben de ilkokula gidiyordum.

O zamandan sonra ilk defa beraber bir bayram yasadik, anneler gununu kutladik. Uc asagi bes yukari 25 sene sonra. Tesekkurler Coronavirus. Bu yil, yasamin ne kadar boktan seviyelerde rutin oldugunu ve bu rutin anksiyetesi yuzunden ne kadar fedakarlik yaptigimizi ve bu fedakarliklara hayatin degip degmedigini bilmeden, mecburi hissettigimizden yaptigimi iyice anladim. Ama bunlari yazana kadar boyle bir motivasyonum hic olmadi. Buyuk olasilikla bunlari yazdiktan sonra da olmamaya devam edecek. Aslinda hepimiz uc assagi bes yukari ayni yasiyoruz. Cok buyuk farkimiz yok. Nuanslar sayesinde farklilasiyoruz ama nuanslar bizim hayata bakis acimizi oyle ya da boyle fazla etkilemediginden dolayi hayata bakis acimiz fazla degismiyor. Ayni yasiyoruz. Nerede oldugumuz umutlarimizi ve gunluk mutluluklarimizi elbet degistiriyor ama genic acidan bakinca bunlarin hepsi bir nuans.

Topluma aidiyet uzerinden yasamak zorunlulugu hissedip, bu dunyaya ait olma duygusunu hissedip, bu dunyadaki nuans oldugumuzu bilmeden ya da varsaymadan yasamak buyuk oranda bilmemezlik, bilgisizlik. Diger oranlarda da bilmezden gelmelik, kendini kandirmalik, iki yuzluluk, yalancilik.

Ya bu dunyaya ait hissetmezsek? Aslinda gercek ozgurluk o anda yavas yavas ortaya cikmaya basliyor. Yani hemen hemen hepimiz gibi yasamamaya baslayarak. Hayatta en az motive oldugum seyler: Hersey. Sevdigim isi severek ve cok calisarak yapmak artik cok motive etmiyor cunku IS yapmak motive etmiyor. Sevdigim isi yapmanin belli bir disiplinde olmasi gerekliligi isin keyfini ve sevgi katsayisini fabrika iscisinin aldigi zevk oranina getiriyor. Anksiyete...

Ne onunla ne de onsuz oluyor. Anksiyetenin kapsadigi alan yuzunden bunye yuzde yuz kendini veremiyor ve anksiyetesiz bir bunye pasif bir sekilde varolmayi tercih ediyor. Benim geldigim nokta bu. Bunun cok degisip degismemesi ileride yasacagim travmalara bagli.

Eskiden sevdiklerimin eskide kalan iletisimlerine goz gezdirdigimde kendi yazdiklarimin gerizekalilik derecesine gore o insanlari ne kadar sevdigimi anliyorum. Bu sevgi dedigim sey karsi cinsle olan iliskiler genellikle, ama hepsi degil. Mesela cok istedigim bir is, cok konusmak/tanismak istedigim bir insan veya cok istedigim bir sey. Ev, araba vs... Anksiyete katsayisiyla siralamayi olusturdugumda gerceklerden cok uzak sonuclar almiyorum.

Ama en ust siralarda buyuk oranda kadinlar/kizlarla olan iliskilerim hukumdar.

Soyle hatirladigim kadar hepsinin ustunden gececegim, bunu bile yazarken "ya okurlarsa" anksiyetesi yasamaya basladigimi hissettim ama HAHAHAHAHAHAHAHAHAH.

Bu liste yalnizca eskiden sevdigim, artik gorusmedigim ve bir daha gorusmeme olasiligimin epey yuksek oldugu insanlarla sinirli.

Sirasiz bir sekilde aklima gelenler: Sinem, Nur, Nazli, Elif 1, Elif 2. Sanirim hepsi bu kadar? Anksiyete yasadigim insan sayisi cok cok daha fazla ama burada sadece eskiden sevdiklerim kategorisi yapiyoruz. Acikcasi hem sasirdim hem de niye sasirdigima sasirdim.

En kolayindan en zoruna dogru gitmek istiyorum:

5. Sinem. : Sinem'le Elif 1'le Nazli arasindaki boslukta arkadas olduk. Sinem aslinda burada farkli bir kitleyi temsil ediyor. Sinem benim anksiyetem sayesinde dogru iletisim kuramamamdan dolayi basarisiz sonuclanan flortlerin en onemlisi, ama bu listenin de en onemsizi. Sinem'e karsi cok buyuk bir sevgi beslemesem de iyi birisi oldugundan ve siradan arkadasliklara gore bana daha cok deger verdigini dusundugumden dolayi (bu trend butun iliskilerimde istikrarli bicimde kendini gosterecek) arkadasliktan ote bir yakinlik hissettim. Kendisiyle hep arkadasliktan bir adim daha yakin omak istedim ama ayni zamanda cok istekli olmadigimin da farkindaydim. O istedigim seyi bir turlu elde edememek anksiyetemi artirdi ve arkadasligimizin arkadaslik olarak kalma suresini oldukca uzatti. Son sevgilisini hic sevmedim, Sinem kiskandigimi dusundu. Sacma sapan sarhos bir mesajla soylemek istediklerimi cok yanlis bir dille, sanki ilan-i askmis gibi algilanabilecek bir dilde yazdim ve bu sonumuz oldu. Acikcasi duygusal kismindan pek etkilenmedim ama iyi bir arkadasti ve bu sekilde yanlis ifade yuzunden bunun bitmesi beni uzdu ve icimde hep daha fazlasini aciklama ihtiyaci hissettirdi.

4. Nazli. : Ilk cinsel beraberligimi yasadigim, oldukca azgin bir iliskiydi. Kalbimde dogru insan olmadiginin farkindaydim ama kalbim tarafindan yurutulen bir iliski degildi. Belli bir sure sonra iliski kalbime dogru yol aldi ve o zaman anksiyetenin rolu artmaya basladi. Kaybetmeyi istememeye baslamak, kisiyi sahiplenmeye baslamak gibi cocuksu duygularla anksiyetenin birlesimi sonucu olusam uzun kavgalar, kiskancliklar ve berbat ama bir o kadar da heyecan ve macera dolu 2001 yazi sonunda biten iliski. Nazli, burada en az sevdigim iliskim. Bana en uzak karakter ama bu dumda bile sevmeyi ogrenip, yapay sevgiyi kaybetmeme uzerine anksiyete bir yaz gecirebilmistim.

3. Elif 1. : Elif 1 bu listede en cok sevdigim, karsiligini en cok aldigim ve 99 depremine kadar gecen 7-8 ayda cok mutlu bir beraberlik yasadigim kisi. 99 depremi yuzunden ailesinden ve arkadaslarindan kayiplar yasadi ve ben 16 yasimda bu kayiplarin bir iki ayda atlatilabilecek travmalar oldugunu varsaydim (diye dusunuyorum su anda). Elif 1 degisti, hayata, normlara geri donebilmesi zaman aldi ama dondugunde de ayni kisi degildi. Ben ayni kaldim, Elif 1 degisti: Anksiyete. 99'un Nisan ayinda Kuzenini bir dag tirmanisinda kaybetmesi ve bunu uzerinden atmaya calismasi ve bunun ustune gelen deprem. Elif 1 icin sanirim hala yasadigi en kotu sene olabilir. Ve ben 2 Ocak'tan itibaren Elif 1'in butun bu yil boyunca sevgilisi oldum. 16 yas bencilligi, kiskanclik ve psikolojiden anlayamamak sayesinde 2000'lerin basinda anksiyetem zirve yapti. Birkac seferlik basarisiz ayrilmalardan sonra temelli olarak  2000 Nisan'da ayrildik. Su anda baktigimda ne kadar zor bir sene gecirmis ve benim icin o kadar zaman bulabilmis, umarim kafasini biraz da olsun bosaltabilmis, isine yarayabilmisimdir.

2. Elif 2. : Elif 2 bu listedeki en enteresan kisi. Butun bu yaziyi yazmama sebep olan kisi. Gecenlerde ruyama girmesi ve eskide kalan yazismalari okumam sayesinde en taze birikime sahip oldugum, bu beslinin arasindaki en yeni kisi. Elif 2'yi tanimam cok eskilere dayaniyor ama modern zaman icinde (sanirim 2010) yili civarinda tekrar arkadas olduk. Bu 5'li arasinda guzelligi beni buyuleyen tek kisi. Gercekten cok begendigim, su anda bile bunu yazarken bana anksiyete yasatacak kadar guzel bir kadin. Beni benim oldugum icin seven, gercekten deger verdigim ozelliklerime deger veren ve benimle cok ozel bir arkadasligimiz oldugunu soyleyen, 10 yil civarinda ayni kisiyle beraber olan, enteresan bir kadin. Ama cok guzel. Yalnizca cok guzel degil, is ahlaki ve calisma etigi inanilmaz iyi, becerikli ve cok hirsli birisi. Bu ozellikleriyle de beni bir nebze kendisine cok saygi duymami saglamis, ve sanirim bu saygi sayesinde buyuleyici guzelligini arka plana atabilip anksiyetesiz bir iletisim saglayabildigim birisi.

Buraya kadar hic fena gitmiyor.

Elif 2'nin karakterinin aslinda bana bir iliskide istediklerimi veremeyecegimi bilmeme ve onunla gayet iyi bir iletisimim oldugunu bilmeme ragmen daha fazlasini istedim. Ozellikle Amerika'ya ilk geldigim sene, yalnizligin da getirdigi ve Elif 2'nin buyulu guzelliginin arada bir beni hipnotize ettigi, gozumun pek birsey gormek istemedigi zamanlarda. Abarti ve (kalitesiz, kotu) anksiyete dolu flortlesme cabalarimi su anda baktigimda cirkin buluyorum. Cirkinligin otesinde cok umutsuz. Elif 2 bana cok deger verdi. Ve genelde de soyledigi gibi bana benim ona verdigimden daha cok deger verdi. O'nun kalbinde enteresan bir yere ait(t)im. Hicbir yere gitmeyecek bir iliski icin yenik dusecegimi bildigim ansiyeteli yazismalarima net cevaplar vermesine ragmen beni kalbinde koydugu bu enteresan yer benim bu boktan yazismalara devam etmem icin yeterli sebep oldu. Biraz ben kendimi kandirdim, belki O da kendini biraz kandirdi. Bir sekilde kandira kandira ben evlenene kadar gittik. Super hizli bir evlilik ve ardindan gelen evledigim insani cok sevmem Elif 2 ile olan iliskimizi degistirdi. Aslinda O iliskimizin ayni kalmasindan yanaydi ama benim icin iliskimiz belli bir boyutta (buyuk cogunlukla tek tarafli) flort ve duygusal bir bag iceriyordu. Bir sonraki gorusmemizden once bir sekilde bu isi yeni bir sablona oturttugumuzu dusunmustum. Yine iyi arkadasiz, yine belli problemlerden ve hayattan bahsediyoruz, ben Elif 2'yi dinliyorum, O anlatiyor.

4 sene sonunda gorustugumuz 2016 senesinde Elif 2'ye karsi yabancilik yasadim. Bunun en onemli sebebi Elif 2'nin esimi gormek istememesi ve bunu anlatmakta israr ettigi uslubuydu. Kendi sebepleri vardi (esinin yaninda kasarim, ayni sekilde konusamayiz vs.)ama bunlar bana biraz bencilce gelmisti.
Birkac ay sonra bu duygularimi ilettigimde hic hosuma gitmeyen, cirkin ve kirici bir agizla cevap aldim. Epey uzuldum ama kapiyi yine acik birakmama ragmen Elif 2 o kapidan iceri kafasini bile sokmadi.

Su anda disaridan bakmaya calistigimda, Elif 2 bu eski flortlu iletisimimizi evliligimden sonraki davranislarimin kaynagi olarak gordugunu dusunuyorum. Gormekte belli bir hak payi var ve bunu nasil gorebildigini anliyorum.

Elif 2'den aslinda tek istedigim Katie'yle tanismasiydi. Benim hayatimin iki buyuk parcasinin birbirini tanimasiydi. Elif 2'nin buna olan direnisini sorguladigimda bana verdigi sert tepkiler yuzunden bu noktaya geldik.

Belki de bana verdigi cevaplarda kullanmak istedigi kelimeler, anksiyetesi yuzunden daha sert olanlarla degisti.

Elif 2'yi ne kadar sevdim...? Bilmiyorum. Elif 2, yeterince beraber zaman harcayamadigim, her animizda belli sinirlamalar, kisitlamalar olan bir iliskiydi. Bunun temel sebebinde yatan sey, cok takdir ettigim is disiplini ve prensipleriydi ama ayni zamanda benim bircok duyguyu dizginleme sebeplerim de bunlardi. Elif 2'yi gercekten ne kadar sevdigimi hic bilemedim, garip ama gercekten bilmiyorum.

Bunu yazarken yazinin ortasinda "acaba O'na bunu yollasam mi" tadinda bir duygu olustu. O'nu da bilemiyorum, ama tipki Sinem'de oldugu gibi, Elif 2'de de dogru bir iletisim kuramamanin getirdigi bir eksiklik hissediyorum. Ayrica kendisinden kalitesiz flortlesmelerim icin buradan ozur dilerim. Tekrar okudugumda ne kadar zorlama olduklarini gordugumde sasirdim ve uzuldum.

1. Nur. : Nur'u ne siz sorun, ne ben anlatayim. O'nda hala yollamadigim 10 kusur yazi var ve o yazilari acip tekrar okumaya bile korkuyorum. Oyle bir anksiyete ve utanc.

No comments: