Friday, January 22, 2010

İnsan sinirli olduğu zaman klişelerden kaçamıyor beyni. Ya da benimkinin öyle bir fonksiyonu var. Çok sinirleniyorum, enteresan bir şekilde belirteyim diyorum. Iıh. Olmuyor. Aklıma yalnızca şık olmayan küfürler, hayatımda hiç dinlemediğimi sandığım, oysaki ilkokul, ortaokul servisleri sayesinde bilinçaltıma yerleşmiş arabesk şarkılardan pasajlar ve tek bir kelimeyi avazım çıktığı kadar bağırma isteği geliyor. Alakasız belki ama Musatafa Denizli'de gözlemlediğim bir durum var. O adam sinirlenince gülmeye başlıyor. Ben bunun da çok orjinal bir yöntem olmadığını düşünüyorum. Ama benimkilerden daha etkili. Ya da combo yapabilirim. Mesela; Gülerken küfrederim.. Ama İngilizce! Gülerek, hatta kahkaha atarak birine "AHAHAH GO FUCK YOURSELF EKİKİKİ!" diyebilirim. Bunu bu aralar ciddi ciddi düşünüyorum. That's wha im talkin' bout bitch.

Hayatın boktanlığının anlaşıldığı anlardan biri de, sinirli olduğunuzda master planlar yapıp, o planın gerçeğe dönüşme zamanı gelince asla önceki zamandaki motivasyonu kendinizde bulamamanızdır. Uygulasanız bile o hazzı alamazsınız, hırs gider. Buna çok güzel bir örnek babanemden geliyor: "Sinir gelir dil kızarır, sinir gider yüz kızarır". Tam oturmuyor ama işte az-çok yer.

3 comments:

melankolik bir garip said...

sıçmık hissettiğim şu aralar şans eseri bloğuna rastladım çoook eski arkadaşım..ve çok sevindim!benim gibi hisseden biri varmış umarım bu hallerden kurtuluruz bir an önce.son binkaç senedir ümit ettiğim gibi..bil bakalım kimim en son seninle bi yılbaşı akşamı teksimde karşılaşmıştık hatta o akşam erkek arkadaşım beni gözümün önünde aldatmış sonradan öğrendim:Dyani o akşam unutulmaz benim için:D kendine iyi bak

Ceminsanı said...

Sevgili Miray,

Beni okuyan 5. kişi olduğun ve akrabalarım dışındaki 3. insan olduğun, hatta beni saymazsak ikinci insan olduğun için seni tebrik ederiim. Benim bile iki ay olmuş buralara uğramayalı. Umarım şimdileri daha az sıçmık hissediyorsundur. Ben ise genellikle sıçmık hissettiğimde buralarda oluyorum nedense. Sorun şu ki ben hangi yılbaşından ve hangi karşılaşmadan bahsettiğini malesef anımsamıyorum. Ama yılbaşıdır, unutmak normaldir. Sonuçta beni o akşam erkek arkadaşım aldatmadı gözümün önünde. Ancak bir diğer sorun var ki Miray ismi bana hiçbirşey çınlatmıyor. Bunu da çoook eski arkadaşım olmana veriyorum. Benim hafıza bazen yapıyor bunu. Arada format atıyorum bilmeden, yeni birşeylere başlıyorum. Bi bok da değişmiyor. Kusura bakma Miray. Senden ve senin gibi unuttuğum milyonlarca şahane insandan özür dilerim. Bir sorun da şudur ki bunu buradan yaptığım için büyük olasılıkla sen dahil kimse bu özrün farkında olmayacak. Bir çeşit itiraf gibi, yorganı üstüne çekip kafan güzelken hoşlandığın insana mesaj atıp, telefonu sessiz ve titreşimsize alıp, telefonun ön yüzünü ters çevirip heyecanla cevap beklemek gibi birşey bu. Yaptığımdan değil, hep yapmak istediğimden. Ama ya kafam güzel olmuyor, ya kontörüm olmuyor, ya da hava yorgan çekecek kadar serin olmuyor. Ya da çok sarhoş olup cevabı beklemeden sızıyorum. Ne diyordum.... Ha evet, bana bu attığın mesajla durup dururken bu cevabı yazdırdığın için teşekkür ederim. Birşeyler yazmak kendimi iyi hissettiriyor. Çooook eski arkadaşım. Neredesin? Sevgiler.

Unknown said...

Sevgili Cem insanı:D
durup dururken geldin aklıma ben bu çocuğa bi yorum yazmıştım diye, adetim değildir çünkü..hayat umarım çok daha iyi gidiyodur şimdi.Sen benim ortaokuldan arkadaşımdıın bu arada:)queen dinlerdin o zamanlar.seninle keşfetmiştim queen i neyse,işteyim ve bir an önce kendimi atmak istiyorum dışarı.şimdilik hoşçakal görüşüces:)